28 Nisan 2010 Çarşamba

ŞEYH SADIK EFENDİ...


Dedem Şeyh Sadık Efendi,1843 yılında doğmuş,1915 yılında İstanbul'da vefat etmiştir.Babası olan Şeyh Feyzullah dedemin yanında, onun feyzi ve ilmi ışığında yetişmiş olup orta boylu, kumral,yumuşak huylu bir mürşid imiş.Sadık dedem hakkında Evliyalık derecesinde bir bilgi bulunmamakta; bunun sebeblerini şöyle açıklıyabilirim.Dedem Feyzullah Efendi hasta yatağında yatarken, Sadık dedem yanında bulunmamakta ve kendisine haber salınmıştır.Feyzullah dedemin odasına Müridleri ve çeşitli insanlar girip çıkmakta, zaatın sıhhati ile ilgilenmektedirler.Feyzullah dedem en büyük yardımcısı olan Örücü Muhammed Efendi'ye(vasiyeti üzere dedemin ayak ucunda ebedi yerinde yatmaktadır.) Sadık dedemin neden gelmediğini sorgulamakta Örücü Muhammed Efendi de dedemi rahatlatacak cevaplar vermektedir.

O sırada odasına giren müridleri arasında olan Küçük Hüseyin Efendi ismindeki zat, hal hatır için odasına girer Feyzullah Efendi ile yalnız kalır, kısa bir zaman sonra dışarı çıktığında Şeyhi Feyzullah Efendinin kendisine Post'u teslim ettiğini ve bu yolda hayırlar içinde ilerlemesini tembih ettiğini söyler.Tebrikler içersinde de kendisine inanan arkadaşlarınla oradan ayrılır.

Küçük Hüseyin Efendi gittikten kısa bir zaman sonra Sadık dedem gelir, babası Feyzullah dedemin odasına geçer, bir müddet yanında kalıp konuşur, Feyzullah dedem ruhunu teslim edene kadar bir kaç gün yanında onunla birliktedir ve Post Feyzullah dedemin akıl iradesiyle Sadık dedeme verilir.Hatta söylenen ( rahmetli babannemden duydum kendisi Sadık dedemin geliniydi.) Feyzullah dedem Sadık; beni belimden kavra, göğsünü göğsüme yapıştır,kendine çek der; ve o an maneviyat Sadık dedeme geçmiştir.

Neticede Feyzullah dedemin ilim irfan mertebesinde yetiştirdiği onlarca talebeleri olduğu aşikar olup,Post verme konusu tek bir isim olan Sadık dedemedir, fakat nedense birçok yerde postun Feyzullah dedemden, Edirne'li Mehmet Nuri Efendi'ye,ondan Hasan Visali Efendi'ye ondan da Küçük Hüseyin Efendi'ye geçtiği yazılır.Bu kesinlikle yanlış olup, böyle bir sinsile yolu da yoktur.

Hatta Küçük Hüseyin adını ilk şöyle duydum.Rahmetli babam, Üzeyir Garih olayını TV'den duyduğu zaman bak evlat,şimdi hatırladım.Bu zat öldüğünde cenazesi çok kalabalık bir cemaatle,Feyzullah dedemin şimdiki türbesinin olduğu yerden kaldırılmak istenmiş, fakat cenazeyi cemaat o zaman ne kapıdan, ne de duvarın üzerinden atladamadan cenaze namazını tabutu, duvar üzerine koyarak kılmışlar.(Rahmetli babam 1925 doğumludur.) Babam bunu Sadık dedeme yapılan yanlışlıktan bahsederek, Feyzullah ve Sadık dedeler tarafından bahçeye alınmadığını anlatmıştı.

Bunları yazmamdaki sebeb bunca zamandan beri gelmiş olan yanlışlığın ortaya çıkması 3.cü kuşaktan gelen torunu olarak, bugün bunları insanların bilgisine Allah rızasını gözeterek açıklamak istememdir..Doğru zaman İnşallah bu zamandır.En doğrusunu Allah bilir.
Dedelerim; Şeyh Feyzullah ve Şeyh Sadık Efendiler Allah tarafından verilen ilimle İnsanların ve Cinlerin Mürşidiydi..

4 yorum:

  1. Ben dedemin kim olduğunu soylesem hiçbiriniz burda kalmaz akıllı olun vay beee yazık

    YanıtlaSil
  2. Ben dedemin kim olduğunu soylesem hiçbiriniz burda kalmaz akıllı olun vay beee yazık

    YanıtlaSil
  3. Biraz daha bilgi.verir misiniz bu konuda arastirma yapiyorum

    YanıtlaSil
  4. sEYDİŞEHİRLİ HACI ABDULLAH EFENDİ İLE İLGİSİ VAR MI DEDENİZİN

    YanıtlaSil